Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), 4-5 Mayıs 2009 tarihlerinde Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Demokratik Kuruluşlar ve İnsan Hakları Ofisi (AGİT/ODIHR) tarafından Avusturya’nın Viyana kentinde düzenlenen “Nefret Suçları - Yasamanın Etkin Uygulanması” konulu Tamamlayıcı İnsani Boyut Toplantısı’na katılmıştır. Hofburg Kongre Merkezi’nde düzenlenen toplantıda Batı Trakya Türk Azınlığı’nı ABTTF Uluslararası Çalışmalar ve Lobi Grubu üyesi Fatma Reşit ile Batı Trakya Türk Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği Yönetim Kurulu üyesi Sinan Kavaz ve dernek eski yöneticilerinden Pervin Hayrullah temsil ettiler.
AGİT kuruluşları ile partner uluslararası örgütler ile birlikte yaklaşık otuz sivil toplum örgütü temsilcinin katıldığı toplantının açış konuşmasını gerçekleştiren AGİT/ODIHR Direktörü Büyükelçi Janez Lenarčič, AGİT üye devletlerinin ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve hoşgörüsüzlüğün diğer formları olan geniş anlamı ile nefret suçları ile mücadele konusunda tekrar tekrar kararlılıklarını ifade ettiklerini dile getirmiştir. Lenarčič, gerçek sonucun ise zeminde yarattığı etki olduğunu dile getirerek kararlılığın eyleme dönüştürülmesinin önemine dikkat çekmiştir. Azınlıklara karşı açık şekilde ifade edilen düşmanlıkta artış gözlemlendiğini söyleyen Lenarčič, kriz zamanlarında azınlıkların toplumda baş gösteren her türlü olumsuzluk konusunda günah keçisi ilan edildiklerini ifade etmiştir. Bu anlamda Lenarčič, nefret suçlarına karşı açık ve kararlı bir cevap verilmesinin önemini dile getirmiştir.
Yunanistan’ın nefret suçları ile mücadele konusunda yetersizdir
Sivil toplum örgütleri için düzenlenen yuvarlak masa toplantısında temsilciler, nefret suçları ile ilgili olarak yapısal ve sistematik engellerin tanımlanması ve bununla ilgili mücadele konusunda fikirlerini paylaşmışlardır. Polis gücü, medya ve yasal mevzuatın nefret suçları ile mücadele konusu ile ilgili olarak sivil toplum örgütü temsilcileri azınlık gruplarının haklarını garanti altında alan özel bir alanı kapsayan yasalar oluşturulması ve uygulanması gerektiğine dikkat çekmişlerdir. Bu bölümde BTAYTD Yönetim Kurulu üyesi Sinan Kavaz, Yunanistan'da 1979 yılında çıkartılan ırkçılığa karşı yasa dışında bu konuyla ilgili yasa bulunmadığını vurgulayarak Yunanistan'ın bu konuda pasif ve yetersiz bir tutum sergilediğini dile getirdi.
Toplantının ilk gününde gerçekleştirilen nefret suçları ile ilgili yasal mevzuat ile ilgili oturumda ise Sinan Kavaz, Yunanistan’da nefret suçları ile mücadele konusunda yalnızca 927 sayılı 1979 tarihli yasa dışında herhangi bir yasa bulunmadığını ve bu konuda yasal bir boşluk olduğunu söyledi. Bu konuyla ilgili var olan ceza yasasının da kendi içinde yetersiz olduğunu, nefret suçlarıyla ilgili hiç bir konuya değinmediğini söyledi. Buna karşılık olarak ise AGİT Dönem Başkanı Yunanistan, yanlış bilgi sunulması nedeni ile dönem başkanı olarak tarafsız statüsüne karşın Yunanistan’ı temsilen cevap vermek durumunda olduğunu dile getirdi. Yunanistan AGİT temsilcisi, Yunanistan’ın Kasım 2008’de 3790 sayılı yasa ile 927/1979 sayı ve tarihli yasayı değiştirmek sureti ile bu durumun ortadan kaldırıldığını, dolayısı ile yanlış bilgi verilmemesi gerektiğini ifade etti.
Polis Etik Kanunu’nda “Yunan milleti” kelimesinin ayrımcı bir ifade olduğu aktarıldı
ABTTF, 5 Mayıs 2009 tarihinde gerçekleştirilen “öz denetimin iyileştirilmesi ve nefret suçlarının cezalandırılması” konulu ikinci oturumda söz hakkını kullandı. ABTTF Uluslar arası Çalışmalar ve Lobi Grubu üyesi Fatma Reşit, polislerin devlet tarafından yetkileri tanımlanmış bir güç olarak görevlerinin yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde devlet kanunlarını uygulamak olduğunu dile getirdi. Nefret suçlarının bireysel olarak yalnızca tek bir kişiyi değil bir topluluğu hedef aldığını ifade eden Reşit, nefret suçu ile mücadele konusunda önyargılardan arınmış objektif ve eğitimli bir polis gücünün önemine dikkat çekmekle birlikte Yunanistan’ın nefret suçları ile mücadele konusunda yetersiz bir durumda olduğunu ifade etti. 254 sayı ve 2004 tarihli Polis Etik Kanunu’nun 1. Maddesi’nde polis personelinin “Yunan milletine hizmette bulunmak ve görevlerini Anayasa ve kanunlara uygun olarak gerçekleştirmesi gerektiği”nin yazılı olduğunu söyleyen Reşit, Yunan vatandaşları yerine “Yunan milleti” kelimesinin üstü kapalı olarak ayrımcı bir ifade içerdiğine dikkat çekmiştir. Reşit, bahsekonu yasanın 1(c) paragrafında polis personelinin “her zaman kamu düzenini ve kamu çıkarını koruma ile vatandaşlarının meşru çıkarlarını garanti altına alma anlayışı ile hareket etmesi” gerektiği ifadesinin Yunanistan ifade özgürlüğü ile çelişir bir durum yarattığını dile getirdi. Ayrıca aynı yasanın 7. Maddesinde polis personelinin görevi kabul etmek ile kabul ettiği deklarasyonda “Anayasa ve yasalara göre bana verilen polis gücünü uygulamada Yunan milletine hizmet etme onuru” ile ilgili ifadede kullanılan “Yunan milleti” ifadesinin benzer şekilde ayrımcı bir ifade olduğuna dikkat çekti.
Ayrıca ABTTF, Yunanistan’da nefret suçları ile ilgili mevzuat ve Batı Trakya Türk Azınlığı’nı hedef alan nefret konuşmaları ve artan fiziksel saldırılar ile ilgili olarak hazırlamış olduğu geniş kapsamlı yazılı bildiriyi sunmuştur.
AGİT Tamamlayıcı İnsani Boyut Toplantısı ile ilgili olarak Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, “ABTTF, toplantıda yapmış olduğu sunumla ülkemiz Yunanistan’daki etnik temele dayalı ayrımcılığı bir kez daha uluslararası toplumun dikkatine sunmuştur. Yunan Delegasyonu, ABTTF’nin sunumuna herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Şüphesiz bu, ABTTF’nin sunumunun haklılığını göstermektedir” açıklamasında bulundu.